2.sınıf

Yaman ve arkadaşlarının kurduğu A Takımı kendi sahalarında antrenmanlara devam ediyor. .komşu sitenin başarılı takımıyla maç yapmak istiyorlar. Onların karşısına daha güçlü çıkabilmek için önce bir hazırlık maçı yapmalılar. Yaman’ın aklına eski mahallesindeki takımını maça davet etmek geliyor. Bu gerçekten çok iyi bir fikir!

Yaman için doğduğu ve büyüdüğü mahalleden taşınmak hiç kolay değil. Birlikte çok güzel
zamanlar geçirdiği, saatlerce futbol oynadığı, sonsuza kadar beraber olma sözü verdiği
arkadaşlarından ayrılmak istemiyor.

Kuşlar gibi insanların da göçmesi gerekir bazen. Yaşadıkları yeri sevmediklerinden değil, orada yaşam gittikçe zorlaştığı için göçerler. Ben de göçmenim. Geçen sene anne ve babamla birlikte Türkiye’ye geldik. Evimiz ve kuşumuz Bülbül Suriye’de kaldı.

Kılkuyruk ailesi kalabalık bir şehrin küçük sakinlerinden. Her geçen gün yaşamın daha da
zorlaştığı bu şehirde ailesine yetecek kadar yiyecek bulmakta bile zorlanan baba Kılkuyruk, ailesi
için sürpriz bir plan yapıyor.
Kılkuyruklar kırlara dönüyor!

Mercan’ın ülkesinde artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. Her gün bir başka arkadaşı ailesiyle
birlikte başka ülkelerde yaşamak üzere yola çıkıyordu. Mercan yaşamlarını zorlaştıran her kimse
onu bulup konuşmaya karar verdi. Hemen harekete geçmezse yakında konuşabileceği tek bir
yakını kalmayacaktı. Kimdi bu ve neden bu kadar kötüydü?

Yazar Uğur Özeren’in kaleminden zamansız bir masal!
“Zamanın birinde, bilinmeyen bir diyarda yaşayan isimsiz bir kızın masalı bu. Heybesinde taşıdığı tohum ve çekirdekleri saçıp kavalını çalmaya başlayınca otlar, çimenler, yemyeşil bir kilim gibi desen desen yayılırmış kurumuş topraklara.

Yeryüzünde yaşayan tüm dinozorların Dünya’ya çarpan bir göktaşı ile milyonlarca yıl önce yok olduğu düşünülse de bu dev canlılar çocukların hayal dünyasında tüm gerçeklikleri ile yaşamaya devam ediyor.

Bir Şehir Günlüğü – KIZ KULESİ, İstanbul
Yüzlerce yıl önceden günümüze, salyangoz hızında bir kahramanlık hikâyesi.
Salyangoz Bezgin kuleye kapatılmış bir genç kızı kurtarmak için cesurca yollara düşer. Haftalar
sonra İstanbul’a, Kız Kulesi’ne ulaşır.
Kız Kulesi aradığı kule mi acaba?

İlk yolculuğuna çıkmadan önce bir valiz almak için çantacıya giren Bulut tam da kendisi gibi yolculukları çok seven küçük kırmızı valizle tanışır. Birlikte yolculuk planları yapmaya başlayan gezginlerin işi çok zor. Çünkü dünya üzerinde görülmeye değer o kadar çok yer var ki! 

Bir Şehir Günlüğü – GALATA KULESİ, İstanbul
Of büyük hayallerinin peşinden koşan küçük bir deve kuşu. Kuş olmasının hakkını vermek ve
uçmak istiyor. Bu hayali 400 yıl önce kuran Hezarfen Ahmet Çelebi uçmayı başarmış. Onun
izinden giderse Of da başaramaz mı?

 

Sirk baskınında kurtardıkları arkadaşlarının da katılımıyla iyice güçlenen Kuyruklular Çetesi bu maceralarında daha zor ve tehlikeli bir işe kalkışırlar. Hayvanat bahçesindeki arkadaşlarını kurtarmak!.

Ormanın küçük hayvanları için her zaman neşeyle geçen
günlerden çok farklı bir gündü. Çünkü ormanın üzerinde korkunç
bir.. bir... bir şey dönüp duruyordu. Önce maymun gördü, tavşana
söyledi. Tavşan sincaba, sincap kurbağaya, derken bütün orman
duydu.

 

Onlar yeryüzündeki belki de en acayip hayvan topluluğu… Sirk kaçkını bir köpek, çevreci bir kanguru yavrusu, uçmaktan ödü patlayan bir horoz, fotoğraf çekmeye bayılan bir gezgin timsah, bildiğimiz gibi bir kedi ve diğerleri…

 

Maceradan maceraya koşan Lalingo, Ateş ve çılgın büyükanneye bayılacaksınız! Lalingo’nun karne hediyesi gizemli bir define haritasıdır. Lalingo büyükannesi ve arkadaşı Ateş ile birlikte onları defineye götürecek ipuçlarını çözmeye çalışır.

 

Lalingo’nun en yakın dostu minik bir fare, adı da Muso. Fare deyip geçmeyin, gezmeyi çok seven, gezdiği gördüğü yerleri de seyahatnameye yazan bir fare. Bu kadar da değil, istediği zaman renkten renge girebilen ya da görünmez olabilen bir fare.

 

İki yakın arkadaş Lalingo ve Ateş, seksen bir yaşında büyükanne, bir de küçük fare… Serinin üçüncü kitabında bu ekip yine çok büyük bir maceraya atılıyor.

KKılkuyruklar için büyük macera başlıyor! Büyük şehirden uzaklaşıp, kırlara, büyük büyük
büyükbabalarının yaşadığı köye geri dönecekler.
Bay Kılkuyruk’un hep yanı başında tuttuğu eski şurup şişesinin her şeyi kolaylaştıracağı kimin
aklına gelirdi?
Peki ya makarna fabrikası sandıkları eski bir su değirmeninin onlara ev olacağı?

Sokakları, caddeleri, dükkânları gökkuşağı renklerinde olan bir kasabada nedense tüm çocuklar mutsuzdur. Büyükler akıllarına geleni dener ama bir türlü Rengârenk Kasabası’ndaki çocuk kahkahalarının duyulmasını sağlayamazlar.  

Bir kuyruklu yıldıza nasıl gidildi, üzerine nasıl inildi? Bilimkurgu da değil, masal da değil, insanoğlunun görkemli bir bilimsel başarısının tamamen gerçek ve eğlenceli öyküsü. Küçüklere ve onların meraklı büyüklerine!...

Bir Şehir Günlüğü – Yerebatan Sarnıcı, İstanbul
Balıksever, sudan korkan bir kedi balıklarla dolu bir saray olduğunu duyar da durur mu? Büyük büyük
dedesinin izini sürüyor ve ondan yıllar sonra Yerebatan Sarayı’na gidiyor.